Barack Obama 1961 yılında Kenya'da dünyaya geldi. Babası o yörenin aydın kişileri arasında yer alıyordu. Baba Obama, Havai Üniversitesinde okurken Kansas'lı olan beyaz bir kız ile tanışıyor. Bu genç kız Barack Obama'nın annesi olacak Ann Dunhamm idi.
Henüz daha çok küçük yaşlarda olan Obama, babasının evi terk etmesiyle annesi ile birlikte yaşamaya başlıyor. Babasını ancak 1971 yılında yeniden görme fırsatını buluyor. 1982 yılında babası bir trafik kazasında ölüyor.
Barack Obama henüz 6 yaşındayken annesi bir Endonezyalı ile evlenerek Cakarta'ya taşındı. Daha sonra eğitim için Havai'ye dönen Obama burada büyük annesi ve büyük babası ile yaşamaya başlıyor.
Barack Obama'nın babasının bir müslüman oluşu, yine bir müslüman ülke olan Endonezya'da yetişmesi, Amerika'da doğmadığı ve gizlice müslüman olduğu yolunda teoriler üretilmesine sebep oldu. Ancak Obama, Havai'de dünyaya geldiğine dair belgeleri tüm kamuoyuna sunarak bu teoriyi çürüttü.
Colombia Üniversitesinde siyaset bilimi üzerine eğitim alan Obama, Chicago'nun yoksul semtlerinde sivil topluma yönelik projelerde üç yıl kadar görev yaptı. 1988 yılında Harvard Hukuk Fakültesi'ne giriyor. Burada Law Review adlı bir hukuk dergisinin ilk siyahi başkanı oluyor.
Mezun olduktan sonra Chicago'ya dönüyor. Burada yurttaşlık haklarında uzmanlaşıyor, konut ve istihdam alanında haksızlığa ve ayrımcılığa uğradığını savunanların davaları ile ilgileniyor. Eşi Michelle ile tanışıklığı burada gerçekleşiyor. Evlilikleri 1992 yılına rastlar. Malia ve Sasha adlı iki tane kızları dünyaya geliyor.
Obama zaman içerisinde çok popüler bir eğitimci ve mükemmel bir hukuk adamı olarak tanınmaya başlıyor. 1995 yılında Babam'dan Hayaller adlı ilk kitabını çıkarıyor. 1996'da Senato'ya girmeyi başardı. Senatörlüğü sırasında Irak Savaşı'na karşı gelmesi seneler sonra Demokrat Parti başkanlık yarışında çok işine yarayacaktı.
2004 senesinde Ulusal Kongrede yaptığı etkileyici konuşması ile ülke genelinde iyi bir üne kavuştu. Bu konuşmanın ardından açık bir ara ile Senato'ya seçildi. Burada Umudun Cesareti adlı bir kitap yazdı ve yüksek bir satış yakaladı.
2007 yılındaki başkanlık seçimleri için kampanyalar başladığında daha iki yıllık bir senatördü. Bu yüzden muhalifler onun bu göreve hazır olmadığını söylüyorlardı. Yaptığı bu kampanya milyonlarca liberal seçmeni heyecanlandırdı. Artık herkes ona yeni bir soluk olarak bakıyordu. Demokrat aday Hillary Clinton'u yenerek iktidara geldi ve Clinton'u dışişleri bakanı yaptı.
6 Kasım 2012'de yapılan başkanlık seçimlerinde Mitt Romney'e karşı galip gelerek ikinci kez başkan seçildi.
0 yorum:
Yorum Gönder